Emre Kongar: Tutuklular ve mahkûmlar da insandır

 
Emre Kongar: Tutuklular ve mahkûmlar da insandır Emre Kongar: Tutuklular ve mahkûmlar da insandır

. 4 katı. Oradaki tutuklu ve mahkûmların da aynen orada görevli olan devlet memurları gibi, birer insan oldukları asla unutulmamalıdır. . Habere göre Türkiye’de 100 bin kişiden 356’sı hapishanelerde bulunuyor. Bence ülkemizin en önemli sorunlarının başında, cezaevlerinde yatan mahkûm ve tutuklu sayısının yüksekliği geliyor. Bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde ise 106. Bu sayılara göre, cezaevlerinde 2022 başında toplam 314 bin 502 kişi vardı. Örneğin Euronews, hapishanelerde bulunan hükümlü ve tutuklu sayısının son yedi yılda rekor seviyede arttığını belirtmiş. 406Toplam 38 bin 537 Cezaevindekilerin yüzde 12’si. Ayrıca yakınlarla görüşmelerde çok sorun yaşandığı vurgulanıyor. Bir de, infaz konusunda, denetimli serbestlik hakkının kullandırılmasında çok haksızlık yapıldığı belirtiliyor. Euronews’in TÜİK ve Adalet Bakanlığı verilerine dayandırdığı haberine göre 2011 yılında ceza infaz kurumlarındaki mahpus sayısı 128 bin iken bu sayı 2022 sonunda 341 bine yükselmiş. Mahkûmların dağılımı şöyleydi:Erkek 264 bin 935, Kadın 10 bin 360, Çocuk 670 Toplam 275 bin 965 Cezaevindekilerin yüzde 88’i. Bir başka deyişle, bir cezaevi aslında bir eğitim ve bir tedavi kurumu olarak düzenlenmeli ve öyle yönetilmelidir. Türkiye aynı zamanda, Avrupa’da cezaevlerinin en kalabalık olduğu ülke. Hem de tutuksuz yargılanma esas olduğu halde, özellikle siyasal suçlarda, “önce tutukla sonra yargıla” ilkesinin hemen hemen genel uygulama haline gelmiş olmasını. Sevgili okurlarım, bir ülkenin uygarlık düzeyi ilk bakışta onun trafik düzeninden, derinliğine bakıldığında ise cezaevlerinden anlaşılır. Şikâyetlerin başında, yaşlı ve hasta mahkûm ve tutukluların sağlık ve tedavi sorunları var. Buna göre Türkiye’de hapishanelerdeki mahpus oranı AB’nin 3. 813, Çocuk 1. ***Ben de Ceza İnfaz Kurumları İstatistikleri’ne baktığımda, “Ceza İnfaz Kurumunda Bulunan Tutuklu/Hükümlü Mevcutları” konusunda bulabildiğim en son sayılar 31 Mart 2022 tarihliydi. Türkiye, uluslararası karşılaştırmalı istatistiklerde, gerek Demokratik Rejim gerek Hukuk Devleti gerekse Medya Özgürlüğü konularında sürekli olarak aşağı doğru bir eğilim gösteriyor. ***Cezaevleri esas olarak, insanların “ilaveten cezalandırıldığı” değil, verilen “serbestlikten mahrumiyet” cezasının “sadece infaz” edildiği yerlerdir. Bu sayının yüksekliği, hem ülkede işlenen suçların arttığını gösteriyor. ***Benim, taraf, suç, kimlik, ideoloji ve kişilik farkı gözetmeksizin, sadece haksızlık ve hukuksuzluklara değindiğim fark edildiği için, her kesimden, her konudaki mahkûm ve tutuklulardan ve yakınlarından pek çok şikâyet iletisi alıyorum. Tutukluların dağılımı da şöyleydi:Erkek 35 bin 318, Kadın 1. Üzerinde durulan sorunlar arasında “tecrit uygulaması” şikâyetlerinin çokluğu dikkatimi çekiyor. Kimisi doğrudan mektup yazarak, kimisi sosyal medya üzerinden, çok çeşitli sorunlar aktarıyorlar. ",.

Emre Kongar: Tutuklular ve mahkûmlar da insandır

Bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde ise 106. Mahkûmların dağılımı şöyleydi:Erkek 264 bin 935, Kadın 10 bin 360, Çocuk 670 Toplam 275 bin 965 Cezaevindekilerin yüzde 88’i. Oradaki tutuklu ve mahkûmların da aynen orada görevli olan devlet memurları gibi, birer insan oldukları asla unutulmamalıdır. . ***Benim, taraf, suç, kimlik, ideoloji ve kişilik farkı gözetmeksizin, sadece haksızlık ve hukuksuzluklara değindiğim fark edildiği için, her kesimden, her konudaki mahkûm ve tutuklulardan ve yakınlarından pek çok şikâyet iletisi alıyorum. Bir başka deyişle, bir cezaevi aslında bir eğitim ve bir tedavi kurumu olarak düzenlenmeli ve öyle yönetilmelidir. Şikâyetlerin başında, yaşlı ve hasta mahkûm ve tutukluların sağlık ve tedavi sorunları var. Euronews’in TÜİK ve Adalet Bakanlığı verilerine dayandırdığı haberine göre 2011 yılında ceza infaz kurumlarındaki mahpus sayısı 128 bin iken bu sayı 2022 sonunda 341 bine yükselmiş. . 406Toplam 38 bin 537 Cezaevindekilerin yüzde 12’si. Bu sayılara göre, cezaevlerinde 2022 başında toplam 314 bin 502 kişi vardı. Kimisi doğrudan mektup yazarak, kimisi sosyal medya üzerinden, çok çeşitli sorunlar aktarıyorlar. Bence ülkemizin en önemli sorunlarının başında, cezaevlerinde yatan mahkûm ve tutuklu sayısının yüksekliği geliyor. Türkiye aynı zamanda, Avrupa’da cezaevlerinin en kalabalık olduğu ülke. 4 katı. ***Ben de Ceza İnfaz Kurumları İstatistikleri’ne baktığımda, “Ceza İnfaz Kurumunda Bulunan Tutuklu/Hükümlü Mevcutları” konusunda bulabildiğim en son sayılar 31 Mart 2022 tarihliydi. ",. Hem de tutuksuz yargılanma esas olduğu halde, özellikle siyasal suçlarda, “önce tutukla sonra yargıla” ilkesinin hemen hemen genel uygulama haline gelmiş olmasını. 813, Çocuk 1. Bu sayının yüksekliği, hem ülkede işlenen suçların arttığını gösteriyor. Üzerinde durulan sorunlar arasında “tecrit uygulaması” şikâyetlerinin çokluğu dikkatimi çekiyor. ***Cezaevleri esas olarak, insanların “ilaveten cezalandırıldığı” değil, verilen “serbestlikten mahrumiyet” cezasının “sadece infaz” edildiği yerlerdir. Türkiye, uluslararası karşılaştırmalı istatistiklerde, gerek Demokratik Rejim gerek Hukuk Devleti gerekse Medya Özgürlüğü konularında sürekli olarak aşağı doğru bir eğilim gösteriyor. Tutukluların dağılımı da şöyleydi:Erkek 35 bin 318, Kadın 1. Ayrıca yakınlarla görüşmelerde çok sorun yaşandığı vurgulanıyor. Örneğin Euronews, hapishanelerde bulunan hükümlü ve tutuklu sayısının son yedi yılda rekor seviyede arttığını belirtmiş. Buna göre Türkiye’de hapishanelerdeki mahpus oranı AB’nin 3. Habere göre Türkiye’de 100 bin kişiden 356’sı hapishanelerde bulunuyor. Sevgili okurlarım, bir ülkenin uygarlık düzeyi ilk bakışta onun trafik düzeninden, derinliğine bakıldığında ise cezaevlerinden anlaşılır. Bir de, infaz konusunda, denetimli serbestlik hakkının kullandırılmasında çok haksızlık yapıldığı belirtiliyor.